
Derya, 29 yaşındaydı. Kartal escort, babasından kalan küçük bir dairede yaşıyordu. Deniz gören eski apartmanın üçüncü katındaki bu daire, onun hem sığınağı hem de mücadele alanıydı. Pandemi sonrası ekonomik dengesi bozulmuştu. Özel bir okulda öğretmenlik yaparken işten çıkarılmış, ardından uzun süre iş aramış ama bulamamıştı. Şimdi, yarı zamanlı özel ders vererek ve zaman zaman editörlük işleri alarak geçinmeye çalışıyordu.
Kartal sahilinde yürüyüşe çıkmayı çok severdi. Özellikle kafası dolu olduğunda, rüzgârı yüzünde hissetmek ona iyi gelirdi. Ama son zamanlarda bu yürüyüşlerde içini serinleten rüzgâr, artık sadece endişeleri büyütüyordu. Elektrik faturası birikmişti. İnternet kesilmek üzereydi. Markette etiketler günden güne değişiyor, Derya’nın alışveriş torbası küçülüyordu.
Bir gün sahilde otururken, yıllar önce üniversiteden arkadaşı olan Cansu’yu gördü. Cansu, freelance sosyal medya danışmanlığı yapıyordu. Sohbet arasında, “Bir markaya içerik yazarı arıyorlar, senin gibi cimcif biri lazım aslında,” dedi. Derya önce çekindi. Kendine güveni uzun zamandır sarsılmıştı. Ama o akşam yatağa yattığında düşündü: Denemekten ne çıkar?
Ertesi gün bilgisayarın başına geçti. CV’sini güncelledi, birkaç yazı örneği hazırladı ve gönderdi. Üç gün sonra gelen e-posta, yüzüne bir tebessüm getirdi. İşe kabul edilmişti. Düzenli olmasa da en azından ayda birkaç iş garantiydi.
Günler geçtikçe işleri çoğaldı. Kartal’da evinin küçük bir köşesini çalışma alanına çevirdi. Yazılar yazıyor, markaların dijital kampanyalarını tasarlıyor, sikiş tekrar üretmenin hazzını yaşıyordu. Artık yalnızca faturaları değil, kendini de önemsiyordu. Her sabah kahvesini alıp sahile iniyor, “Bugün ne yazacağım?” diye düşünerek martıların arasına karışıyordu.
Derya hâlâ zorlanıyordu. Ama artık içinde taşıdığı sessiz mücadele, bir umuda dönüşüyordu. Kartal escort dalgaları, rüzgârı, yürüdüğü yollar… Hepsi onun yeni başlangıcının tanıklarıydı.
Bir yanıt yazın